Algoritmanın Duygusu Var mı? Algoritmanın Gözünde Değerli Kullanıcı Kim?
- Kasım 4, 2025
- PODCAST YAYINLARI
Dijital Dünyada Algoritmalar Artık İnsanları Okuyor
Artık dijital dünyada sadece içerik üretmek değil, içeriği kimin nasıl tükettiğini anlamak da çok önemli hale geldi.
Bir algoritma için değerli kullanıcı, yalnızca tıklayan değil, kalan ve etkileşen kişidir.
YouTube, Instagram, TikTok ya da Google gibi platformlar artık sadece sayıların değil, davranışların peşinde.
Kullanıcının içeriğe ne kadar süre baktığı, onu kaydedip kaydetmediği, başkasına gönderip göndermediği bile içeriğin görünürlüğünü belirliyor.
İzlenme Sayısı Artık Yeterli Değil
Bir dönem markalar için en önemli metrik “izlenme sayısı”ydı.
Bugünse bu rakamlar tek başına hiçbir şey ifade etmiyor.
Bir video 100 bin kez izlenebilir ama eğer kullanıcıların çoğu 3. saniyede geçiyorsa o video aslında başarısız sayılıyor.
Çünkü algoritmalar, izlenme süresi ve etkileşim kalitesine göre içerikleri sıralıyor.
Gerçek başarı, kullanıcıyı içeriğin içinde tutabilmekle başlıyor.
Davranışsal Skorlamalar Artık Her Yerde
Her platformun kendi içinde bir “davranış puanlama sistemi” var.
Kullanıcı içeriği sonuna kadar izliyorsa, etkileşime giriyorsa ve tekrar geri dönüyorsa algoritma onu yüksek değerli kullanıcı olarak işaretliyor.
TikTok’ta ikinci kez izlenen bir video daha fazla kişiye öneriliyor.
Instagram’da kaydedilen veya paylaşım yapılan postlar daha çok görünür hale geliyor.
Google bile web sitesinde geçirilen süreyi “kaliteli deneyim” sinyali olarak değerlendiriyor.
Mikro Etkileşimler Büyük Fark Yaratıyor
Bir butona tıklamak, bir formu açmak, bir kaydırma yapmak ya da emojiyle tepki vermek gibi küçük eylemler aslında büyük algoritmik sinyaller oluşturuyor.
Bu davranışlar, sistemin gözünde markanı “aktif etkileşim üreten” bir profil haline getiriyor.
Yani kullanıcı sadece izleyici değil, içeriğin parçası haline geliyorsa, algoritma o markayı ödüllendiriyor.
Negatif Kullanıcı Sinyallerine Dikkat Et
Her etkileşim olumlu değildir.
Bazı kullanıcı davranışları, algoritma tarafından “değersiz sinyaller” olarak yorumlanır.
İçeriğe tıklayıp hemen çıkmak, ürün sayfasında kısa süre kalmak veya hiç tepki vermeden geçmek markanın görünürlüğünü düşürür.
Bu nedenle remarketing kampanyaları ve segmentasyon çalışmaları sadece satış odaklı değil, algoritmik sağlık odaklı da yürütülmelidir.
Algoritmik Sadakat Yeni Marka Gücü
Sadakat artık yalnızca müşteriyle marka arasında değil, kullanıcıyla algoritma arasında da kuruluyor.
Bir kullanıcı sürekli aynı markanın içerikleriyle etkileşime giriyorsa sistem o markayı “güvenilir üretici” olarak görmeye başlıyor.
Bu durum görünürlüğü artırdığı gibi maliyetleri de düşürüyor çünkü algoritma seni daha az bütçeyle daha fazla kişiye ulaştırmaya başlıyor.
Markalar İçin Üç Stratejik Adım
- Davranış verilerini doğru analiz et Sadece tıklama değil, oturum süresi, kaydetme oranı, paylaşım sıklığı gibi metrikleri izle.
- Segmentasyonu davranış temelli yap Sadece satın alanları değil, geri dönenleri ve paylaşanları ayrı segmentlere ayır.
- UX ve mikro etkileşimlere yatırım yap Web sitesinde küçük animasyonlar, akıllı butonlar ve kişiselleştirilmiş deneyimler oluştur.
Sonuç
Algoritmalar artık duygusuz değil, duyguları ölçen sistemler haline geldi.
Gerçek değer artık tıklamada değil, davranışın derinliğinde.
Bir kullanıcı içeriğini izlemeye devam ediyor, paylaşım yapıyor ve tekrar geliyorsa markan onun zihninde yer etmiş demektir.
Ve algoritmaların gözünde değerli olan tam da bu tür kullanıcılar.
Bütünleşik pazarlama, reklam, yönetimi ve danışmanlığı ile ilgili hızlı bir şekilde fiyat teklifi alabilirsiniz.








